Romatizma; kaslar, kemikler, eklemler ve bu yapıların birleştiği bağlarda öncelikli olarak ağrı ve hareke kısıtlığına bazen de şişlik ve şekil bozukluğuna neden olan hastalıkların genel adıdır. Romatizmal hastalıklar iltihap kaynaklı olanlar ve iltihap kaynaklı olmayanlar olarak sınıflandırılabilir. En sık görülen romatizmal hastalıklar aşağıda sıralanmıştır.

OSTEOARTRİT (Eklemlerde Kireçlenme): En sık görülen eklem rahatsızlığıdır. Eklem kıkırdağının yapısının bozulması ve zamanla kaybolması bu hastalığa neden olur. Diz, kalça ve el parmak eklemlerinde sıkça görülür. Kilo kontrolü, düzenli egzersiz, süt ve süt ürünlerinin tüketimi hastalığın önlenmesinde son derece önemli olaylardır.
ROMATOİD ARTRİT: Halk arasında iltihaplı romatizma olarak da bilinir. Erişkin insanlarda görülme sıklığı %1’dir. Hastalık iltihap kaynaklı olmasında ötürü eklemler dışında iç organlara da zarar verebilir. Erken tanı son derece önemlidir. Erken tanı konulup tedaviye başlandığında şekil bozukluğu ve fonksiyon kaybı gibi etkilerin önüne geçilebilir.
ANKİLOZAN SPONDİLİT: Genellikle omurgada meydana gelen ağrılı, ilerleyici olan kronik romatizmal bir hastalıktır. Hastanın belinin bükülmesine ve öne doğru eğilmesine neden olur. Hastalık genellikle 20’li yaşlarda başlar. Erkeklerde görülme olasılığı daha yüksektir. Bu hastalığa yakalanan hastalarda egzersiz son derece önem arz etmektedir. Özelikle yüzmek omurganın öne doğru eğilmesini engelleyici etkiye sahiptir.
BEHÇET HASTALIĞI: Ağızda ve cinsel bölgede ağrılı ülser, gözlerde iltihaplanma ve deri dökülmesi şeklinde seyreden bir hastalıktır. Hastalık deriyle sınırlıymış gibi gözükse de ilerleyen evrelerinde akciğere ve beyine hasar vererek ölümcül seviyelere erişebilir.
AİLESEL AKDENİZ ATEŞİ (FMF): Birkaç ayda bir nöbetler şeklinde tekrarlayan ve birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçen karın ağrısı, ateş, göğüs ağrısı, eklem ağrısı ve şişlikler şeklide cereyan eden bir hastalıktır. Genellikle çocuklarda ve gençlerde sık olarak görülür. kalıtsal özellikli bir hastalıktır. Tanı konulması zor olmakla beraber hastaya FMF değilsin demek oldukça zordur. Tanı koymada klinik belirtilere ilaveten kolşisine yanıt beklenir. Akut appandisit ile ayırıcı tanısı iyi yapılmalıdır.