İbn-i Sina (Avicenna) ve Hayatı
980 – 1037 yılları arasında yaşamış olan İbni Sina, felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik gibi alanlarda bilgi ve becerilerini göstermiş, yaptığı çalışmalarla adını tarih sayfalarına kazımıştır. Ünlü bilim adamı matematik alanında yaptığı çalışmalarla özellikle matematiksel terimlerin tanımları, astronomi alanında ise duyarlı gözlemlerin yapılması konularına eğilmiştir. İbni Sina, astroloji ve simya bilimlerine önem vermemiştir. Dönüşüm Kuramı’nın doğru olup olmadığını tespit etmek için bazı çalışmalar yapmış ve elde ettiği sonuçlarla bu kuramın doğru olmadığı sonucuna ulaşmıştır. İbni Sina yaptığı çalışmalarla her elementin kendisine özgü niteliklere sahip olduğunu ve değersiz metallerden altın ve gümüş gibi değerli metallerin elde edilme imkanının olmadığını belirtmiştir. Mekanikle de ilgilenen bilim adamı, bazı yönlerden Aristoteles’in hareket anlayışını da eleştirmiştir. Aristoteles’e göre, cismi hareket ettiren kuvvet ve cisim arasında bulunan temas ortadan kalktığında cismin hareket etmesini sağlayan etkenin hava olduğudur. Yani Aristoteles, havaya cisme direnme ve cismi taşıma olmak üzere iki farklı görev yüklüyor. İbni Sina ise bu durumda bir çelişki olduğunu görmüş ve yaptığı gözlemlerle hava ve rüzgarın güçlerini karşılaştırarak Aristoteles’in haklı olabilmesi için havanın şiddetinin rüzgarın şiddetinden fazla olması gerektiğini belirtmiştir. Yani havanın şiddeti cisimleri taşımak için yeterli değil kanısına varmış.
İbni Sina en çok tıp alanında yaptığı çalışmalarla adından söz ettirmiş ve hekim kimliği ile ön plana çıkmıştır. Tıp alanına hazırladığı eserlerle büyük katkıları olmuş ve tıp biliminin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. İbni Sina dendiği zaman batıdaki ülkelerde 16. Yy, doğu ülkelerinde ise 19. Yy itibariyle okutulmuş olan “ el – Kanun fit Tıb “ yani Tıp Kanunu adlı eseri akla gelmektedir. Tıp Kanunu, 5 kitaptan oluşmaktadır. İlk kitap insan anatomisi ve koruyucu hekimlik, ikinci kitap basit ilaçlar, üçüncü kitaplar patoloji, dördüncü kitap ilaçlar ve beşinci kitap da çeşitli ilaç terkipleriyle ilgilidir. İbni Sina tarafından hazırlanmış olan eserler sistematik bir şekilde incelenmiş ve tarihte ilk kez tıp ve cerrahi iki ayrı disiplin olarak değerlendirilmiştir. Ünlü hekim cerrahi olarak uygulanan tedavinin başarılı bir şekilde tamamlanabilmesi için insan anatomisinin büyük bir önem taşıdığını titizlikle belirtmiş, cerrahi tedavilerle ilgili birçok örnek vermiştir. Aynı zamanda da yapılan ameliyatlarda kullanılması için bazı aletleri de özel olarak önererek, tıp alanına büyük katkıları olmuştur.
İbni Sina göz hastalıkları ile de ilgilenmiş, Göz – Işın Kuramı’nın büyük savunucularından birisi olmuştur. Üst göz kapağının dışa doğru dönmesi ve sürekli beyaz renge bakmaktan dolayı meydana gelen kar körlüğü gibi daha önce hakkında açıklama ya da araştırma yapılmamış hastalıklar hakkında da ayrıntılı şekilde açıklamalarda bulunarak tarihe geçmiştir.
Tıp alanında yaptığı çalışmaların yanı sıra İslam Düşünce Tarihi içinde de büyük bir yere sahip olan İbni Sina kendisine özgü olan ve ayrıntıları mükemmel bir şekilde açıklanmış bir felsefeye sahiptir. Kendi döneminin bütün disiplinleri hakkında açıklamaları bulunan, pozitif bilimlerde de söz sahibi olan İbni Sina hakkında yapılan tüm olumsuz eleştirilere rağmen kendisine verilmiş olan “ Baş Üstat “ unvanını da her dönemde korumayı başarmış, tıp alanında da modern tıp anlayışının doğumuna kadar bir otorite olarak görülmüştür. Bu nedenle tarihte son derece önemli bir yere sahiptir. İbni Sina’nın Hekimlik Yasası, Kurtuluş Kitabı, Ahlak Konusunda Kitapçık, Belirtiler ve Uyarılar, Sağlık Kitabı gibi eserleri başlıca eserleri arasında sayılmaktadır.
İbn-i Sina’nın eserleri:
- El-Kanun fi’t-Tıp, (ö.s), 1593
- Kitabü’l-Necat, (ö.s), 1593
- Risale fi-İlmi’l-Ahlak, (ö.s), 1880
- İşarat ve’l-Tembihat, (ö.s), 1892
- Kitabü’ş-Şifa, (ö.s), 1927