Sedef Hastalığı (Psoriasis)
Herhangi bir şekilde alerjik ya da mikrobik bir hastalık olmayan sedef hastalığı tedavisi oldukça zor olduğu için genellikle ömür boyu alevlenme ve iyileşme dönemlerinin yaşanması ile kendisini göstermektedir. Hastalığın sebebi günümüzde hala tam olarak bilinememektedir. Ancak kalıtsal etmenlerin ve bağışıklık sisteminin zayıflamasının etkili olduğu düşünülmektedir. Sedef hastalığı bağışıklık sisteminin bir şekilde tetiklenmesi ve deri hücrelerinin büyümesinin hızlanması ile ortaya çıkmaktadır. Normal deri hücreleri 28 – 30 gün arasında büyür ve deri yüzeyinden fark edilmeden dökülürler. Sedef hastalığında ise deri hücreleri 3 – 4 gün içerisinde olgunlaşır, hücreler derinin yüzeyinde yığılarak kabarmış, kırmızı lezyonlar oluştururlar. Sedef hastalığı mikrobik bir hastalık olmadığı için herhangi bir şekilde bulaşıcı özellik taşımamaktadır. Kalkık ve kızarmış deri lezyonları her ne kadar hoş bir görüntü sağlamasa da, açık yara değildir ve başka insanların sağlığını tehdit etmemektedir.
Sedef hastalığı eğer şiddetli bir seyir izlemiyorsa, sadece görünüm açısından hastalara sıkıntı yaratabilmektedir. Bazı kişiler, lezyonların görüntüsü sebebiyle bulaşıcı bir hastalık varmış gibi davranarak, sedef hastalarının ruh sağlığının olumsuz bir şekilde etkilenmesine sebep olabilmektedir. Kimi zaman döküntüler, çiftlerin özel yaşamlarında bile sıkıntılar yaşanmasına sebep olabilmektedir. Sedef hastalığı bulunan kişiler kızgınlık, utangaçlık, depresyon gibi ruhsal sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Sedef, hastanın görünen yerlerinde ise sosyal hayatını, iş hayatını ve özel hayatını etkileyebilmektedir. Bu nedenle sedef hastalığı tedavisi için dermatologlar aynı zamanda psikologlarla iş birliği içerisinde olmalıdırlar. Sedef, genellikle stres ve depresif duygularla tetiklenebilmekte ve hastalık daha da ateşlenebilmektedir. Bu alevlenme dönemlerinde özellikle deriyi kaşımak, ovalamak, kabukları koparmak döküntülerin yayılmasına sebep olabilmekte ve yeni döküntülerin oluşmasına sebep olabilmektedir.
Sedef hastalığı tedavisinde lezyonların kaybolmasını sağlayan yüzeysel olarak uygulanan kremler, sistematik bir şekilde alınan ilaç tedavileri, günümüzde çok iyi sonuçlar alınmakta olan PUVA ve dar Bant UVB gibi tedavi seçenekleri tercih edilmektedir. Kimi zaman sedef şikayeti olan kişilerde aylar ya da yıllar sonra kendi kendine bir iyileşme bile yaşanabilmektedir. Bu gibi durumlarda kişilerin sedefe yatkınlıkları devam etmekte olduğu için döküntüler daha sonra tekrarlayabilmektedir. Ayrıca doğal güneş ışınlarının sedef üzerinde etkisi bulunmaktadır. Fakat yanacak kadar güneşlenmek tam tersi şekilde hastalığı alevlendirici etki yaratabilmektedir.
Günümüzde sedef hastalığı tedavisinde en çok PUVA ve dar Bant UVB tedavileri hekimler tarafından hastalara tavsiye edilmektedir. PUVA tedavisi, çok sayıda bitkide mevcut olan insan derisini ve gözünü güneşe karşı daha hassas bir hale getiren psolaren içeren ilaç kullanımı ile birlikte UVA yani suni güneş ışığı uygulaması yapılması şeklinde uygulanmaktadır. Dar Bant UVB ise ilaç kullanımına gerek duyulmadan, güneş ışınlarının özel bir dalga boyunda hastaya uygulanmasıdır. Bu tedavi ilaç kullanımı gerektirmediği için özellikle hamile ve emziren kadınlara da uygulanabilmektedir.